Vücudumuz enerji ihtiyacını, yiyeceklerdeki temel besin ögeleri karbonhidrat, protein ve yağlardan sağlamaktadır. Emilim için en küçük parçalara ayrılan besin ögelerinin en önemlisi glikozdur. Hücreler ihtiyaç duyduğu glikozu, mide arkasında bulunan pankreas bezinin salgıladığı insülin hormonu yardımı ile kullanmaktadır. İnsülin salınımı vücut tarafından gerçekleştirilemediği zaman, alınan besinler enerji olarak kullanılamamakta ve insülin hormonu salgılanamaması sonucu tip 1 diyabet ortaya çıkmaktadır.

Sağlıklı bireylerde, vücudu dışarıdan gelecek olan herhangi bir yabancı etkene karşı koruyacak bağışıklık sistemi bulunmaktadır. Bu sistemin bilinmeyen bazı nedenlerden dolayı normal çalışma sisteminden sapması sonucu, kendi hücrelerini yabancı madde olarak algılaması ve onlara saldırarak tahrip etmesi ile meydana gelen hastalıklar otoimmün hastalıklardır ve tip 1 diyabet de bu hastalıklara dahildir. Tip 1 diyabette tahribatın %80’e ulaşması ile hastalık belirtileri ortaya çıkmaktadır.

Tip 1 diyabete genetik yatkınlığı bulunan bireylerin illa bu hastalığı taşıyacakları anlamı ortaya çıkmamalıdır. Bazı durumlarda, genetik faktörlerinde hiçbir şekilde diyabetik bireyin olmamasına rağmen kişide diyabet hastalığı oluşabilmektedir. Tabiki genler önemli bir faktördür. Ailede diyabetik geçmişi olan bireylerin yaşam şartlarına daha dikkat etmesi gerekmektedir. Ama tam anlamı ile tip 1 diyabet genetiktir denilemez.