SAĞLIK:
Günlük yaşam alışkanlıkları Varis riskini artırıyor

 Varis, toplardamarların genişlemesi, uzaması ve kıvrılmasıyla oluşur; bacaklarda belirgin damar görünümü, şişlik ve morarmayla kendini gösterebilir. Günlük yaşam alışkanlıkları, uzun süre ayakta veya oturarak çalışma, hareketsizlik, fazla kilo, hamilelik ve genetik yatkınlık varis riskini artıran temel etkenler arasında yer alır.

Varislerin toplumda bu kadar yaygın olmasının nedenlerinden biri, günlük yaşam alışkanlıklarının bu hastalığa zemin hazırlamasıdır. 

Uzun süre ayakta durmak, uzun süre oturmak, hareketsiz bir yaşam tarzı, fazla kilo, hamilelik, genetik yatkınlık ve ileri yaş varis riskini artıran başlıca etkenlerdir. Özellikle mesleği gereği sürekli ayakta duran kişilerde, öğretmenlerde, kuaförlerde, fabrikalarda çalışanlarda, sağlık personelinde ve uzun saatler boyunca masa başında oturmak zorunda kalan kişilerde varis çok daha sık görülmektedir. Çünkü bacaklardaki toplardamarların görevini yapabilmesi için kasların çalışması, bacakların hareket etmesi ve kanın yukarıya doğru pompalanması gerekir. Hareket azaldıkça bu mekanizma bozulur ve varis gelişme ihtimali artar.

Varis Çeşitleri Farklı Şikayetlerle Ortaya Çıkabilir 

Varisler sadece büyük ve belirgin damarlar şeklinde ortaya çıkmaz. Toplumda bilinen üç temel varis türü vardır.  

Birincisi, kılcal damar varisleridir. Bunlar genelde mavi, kırmızı veya mor renkte ince damar görünümünde olur ve genellikle ağrı yapmaz. 

İkincisi orta ölçekli varislerdir; bunlar deri altında belirginleşen, hafif kabarık damar yapılarıdır. 

Üçüncüsü ise büyük varislerdir; bunlar bacaklarda ciddi kabarıklık yapan, bazen ip gibi bazen yılan gibi kıvrılan ve çoğu zaman şişlik, ağırlık hissi ve ağrıya neden olan varis türüdür. Özellikle büyük varislerde, bacakta dolgunluk hissi, kramp, yanma, kaşıntı ve gün sonunda belirginleşen ağrılar olabilir.

Doppler Ultrason: Doğru Tanının Anahtarı

Varisin teşhisinde radyolojik görüntülemenin büyük bir önemi vardır. Radyoloji uzmanları tarafından yapılan doppler ultrason incelemesi, varisin kaynağını anlamak için en güvenilir yöntemdir. 

Doppler ultrason, damarlardaki kan akışını gerçek zamanlı olarak gösterir ve kapakçıkların hangi seviyede bozulduğunu, hangi damarın genişlediğini, kanın nerede geri kaçtığını detaylı şekilde ortaya koyar. Bu inceleme hem kolay hem de herhangi bir radyasyon içermediği için son derece güvenlidir. 

Modern Tedavilerle Varis Artık Daha Kolay İyileştirilebiliyor 

Varis tedavisinde son yıllarda önemli gelişmeler yaşanmıştır. Eskiden büyük cerrahi müdahaleler yapılırken, günümüzde çoğu varis minimal invaziv yöntemlerle, yani kesiksiz veya çok küçük girişimlerle tedavi edilebilmektedir. 

Lazer tedavisi, radyofrekans tedavisi, köpük tedavisi, yapıştırıcı yöntem, skleroterapi gibi yöntemler bulunur. Bu tedavilerin çoğu ameliyat gerektirmez, hastanın hastanede yatmasını gerektirmez ve kişinin günlük yaşamına kısa sürede dönmesini sağlar. Tedavi yönteminin seçilmesinde doppler ultrason bulguları ve hastanın şikayetleri belirleyici olur. 

Lazer tedavisi ve radyofrekans tedavisi, ana toplardamarın içeriden kapatılması esasına dayanır. Sorunlu damar devre dışı bırakılır ve kan akışı sağlıklı damarlara yönlendirilir. Köpük tedavisi daha yüzeysel varislerde tercih edilir; damarın içine özel bir ilaç verilerek damarın kapanması sağlanır. 

Skleroterapi ise özellikle kılcal varislerin tedavisinde etkili bir yöntemdir. Yapıştırıcı yöntemi de son yıllarda oldukça yaygınlaşmıştır; damar içine özel bir yapıştırıcı uygulanarak damarın kapanması sağlanır. Bu yöntemde bandaj kullanımı bile çoğu zaman gerekmez.

Önleyici Alışkanlıklar Varis Riskini Azaltabilir

Varisin tedavisinin yanı sıra önleyici tedbirler de oldukça önemlidir. Uzun süre ayakta kalan ya da uzun süre oturan kişilerin belli aralıklarla hareket etmeleri, bacak kaslarını çalıştırmaları ve yürüyüş yapmaları dolaşımı büyük ölçüde rahatlatır. 

Fazla kilo varsa ideal kiloya yaklaşmak bacaklardaki baskıyı azaltır. Hamilelik döneminde özellikle bacakların dinlendirilmesi ve doktorun önerdiği durumlarda varis çorabı kullanılması faydalı olabilir. 

Varis çorapları, bacakların farklı bölgelerine farklı basınç uygulayarak kanın yukarı doğru daha hızlı hareket etmesini sağlar ve varis şikayetlerini azaltabilir. Çoraplar tedavi edici değil, destekleyici ve koruyucu niteliktedir.

Varis Sadece Kadınlarda Görülmez

Varis, sadece kadınlarda görülen bir hastalık değildir. Toplumda yanlış bilinenlerden biri de budur. Erkeklerde de varis sık görülür, ancak erkekler çoğu zaman bu durumu önemsemez veya görünümünden rahatsız olmadığı için doktora gitmeyi erteler. Oysa varis cinsiyet ayırımı yapmaz; hem erkeklerde hem kadınlarda ciddi rahatsızlık oluşturabilir. Erkeklerde de doppler ultrason ve tedavi yöntemleri tamamen aynıdır.

Erken Tanı, Daha Etkili Tedavi Demektir

Bazen hastalar “Varis ameliyat gerektiriyor mu?” ya da “Bu damar kapanırsa vücuduma bir zararı olur mu?” gibi sorular sorabilir. 

Aslında varisli damar zaten görevini doğru yapamadığı için kapatılması veya devre dışı bırakılması bir sorun yaratmaz. Hatta tedavi edildiğinde bacaklardaki dolaşım bozukluğu azaldığı için kişi kendini daha hafif ve rahat hisseder. Yani tedavinin amacı sağlıklı damarları değil, işlevini kaybetmiş damarları kapatmaktır.

Varis konusunda en önemli noktalardan biri, hastaların erken dönemde farkındalık kazanmasıdır. Bacaklarda gün sonunda artan yorgunluk hissi, ayakta durdukça belirginleşen damarlar, geceleri olan kramplar, kaşıntı, yanma veya bacaklarda dolgunluk hissi varis belirtisi olabilir. Bu belirtiler ortaya çıkıyorsa doppler ultrason ile kontrol etmek en doğru adımdır. Erken dönemde tedavi edilen varis hem daha kolay tedavi edilir hem de ileride oluşabilecek daha ciddi sorunların önüne geçilmiş olur.

“Varis yalnızca estetik bir sorun değildir; erken tanı ve doğru tedavi ile yaşam kalitesi belirgin şekilde iyileştirilebilir. Doppler ultrason, hastalığın kaynağını ortaya çıkarmada en güvenilir yöntemdir ve tedavi sürecinin temelini oluşturur.”

banner148
Anahtar Kelimeler
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner27

banner71

banner171

banner5

banner70

Katarakt tedavisinde femtosaniye lazer yöntemi
Kaşkaloğlu Göz Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Bilgehan Sezgin Asena, kataraktın yaşlanmaya bağlı olarak...

Haberi Oku