Semizotu hem çiğ hem de pişmiş olarak tüketilebilen tarlalarda ve çimenlerde doğal olarak yetişen yenilebilir bir ottur. Semizotu, salatalarda kullanılabilir, çorbası ve yemeği yapılabilir. Semizotu oldukça düşük kaloriye sahip olmasına rağmen besleyiciliği oldukça yüksektir.
Bitkisel omega-3 kaynağı
Semizotu, omega-3 yağ asitlerinin bir türü olan Alfa-linolenik asit (ALA) açısından zengindir. ALA, balık yağında bulunan omega-3 yağ asitleri EPA ve DHA ile aynı faydalara sahip olmasa da alfa-linolenik asidin, normal kalp ritmini ve pompalamayı korumaya yardımcı olarak kalp hastalığı riskini azalttığı düşünülmektedir.
Cildin yaşlanmasını geciktirir.
Semizotu, C vitamininden zengin içeriğiyle kolajen üretimini destekleyerek cildin daha genç görünmesine yardımcı olur ve güneş ışığı, sigara, çevre kirliliği gibi unsurların neden olduğu serbest radikallerin olumsuz etkilerinden cildi korur.
Göz sağlığını korur.
Semizotu, vücudun A vitaminine dönüştürdüğü bir antioksidan olan beta-karoten içerir. A vitamini, gözün dış kaplaması olan korneayı koruyarak görmede çok önemli bir rol oynar. Araştırmalar, A vitamini açısından zengin diyetlerin, katarakt ve yaşa bağlı makula dejenerasyonu riskinin azalmasıyla ilişkili olabileceğini göstermektedir.
Kronik hastalıklara karşı korur.
Semizotu, antioksidan özellik gösteren A, C, E vitaminlerinden, glutatyon ve betalainden zengindir. Antioksidanlar, serbest radikallerin neden olduğu oksidatif stresle savaşmaya yardımcı olur. Düzenli olarak semizotu tüketmek, oksidatif stresin neden olduğu kalp hastalığı, kanser, diyabet, demans gibi kronik hastalıkların gelişme riskini azaltabilir.
Uykuya dalmayı kolaylaştırır.
Semizotu, uykuya dalmaya yardımcı olabilecek bir hormon olan melatonin içerir. Bununla birlikte, melatoninin kulak çınlamasını, asit reflü semptomlarını, migren ataklarını hafifletme ve göz sağlığını destekleme gibi birçok faydası vardır.
Kalp sağlığını destekler.
Semizotu, içeriğinde betalainler ve potasyum sayesinde kalp sağlığını desteler. Betalainler, ‘’kötü’’ LDL kolesterol ve trigliserit seviyelerini düşürerek; potasyum ise kan basıncını dengeleyerek kalp hastalıklarının gelişme riskini azaltır.