Çoban Mustafa Paşa kimdir?
Çoban Mustafa Paşa, aslen Bosnalıdır. Genç bir çoban iken Sultan Yavuz Selim ile Mısır Seferi’ne katılır, sonraları Piri Mehmet Paşa’nın koruyuculuğuna alınır. Zaman içerisinde çeşitli mevkilere yükselir. Sırası ile Kapıcıbaşı ve Rumeli Beylerbeyi olur. Sonraları Yavuz Sultan Selim’ in kızı ile evlenip Hakan’ın damadı olur.
Kanuni Sultan Süleyman zamanında Vezirlik görevini yürütür. İstanbul’da 1529 yılında vefat eden Çoban Mustafa Paşa, kendi adına yaptırmış olduğu Gebze’deki külliyede caminin kıble tarafında yer alan türbesine gömülür.
ÇOBAN MUSTAFAPAŞA İŞTE BU TÜRBEDE YATIYOR... (Fotoğraf: Yılmaz Işık)
Çoban Mustafa Paşa Külliyesi Kapısının üzerindeki Arapça kitabeye göre 1523/4 (H. 930) yılında yaptırılmıştır. Külliye Cami, türbe, medrese, kütüphane, kervansaray, darüşşifa, imarethaneden meydana gelen bir yapı topluluğudur. Külliyede çok dengeli bir geometrik düzen göze çarpar. Cami avlusundan başka arkada geniş bir türbe avlusu vardır.
GEBZE'DE KENDİLERİNİ KÜLLİYEYE VAKFEDEN HİZMET GÖNÜLLÜLERİ DE BULUNUYOR...
KAPSAMLI TADİLAT GÖRDÜ...
KÜLLİYEMİZ, İstanbul Vakıflar Bölge müdürlüğü tarafından Ekim 2012 tarihinden itibaren geniş kapsamlı bir onarım ve tadilat işlemine geçildi. 2016 yılına kadar onarım ve tadilatta bulunulan Çoban Mustafapaşa Camii ve Külliyesi'nin Cami bölümünün kubbe kısmı yeniden onarıldı. Onarımla cami kubbesinin kurşun kaplamasının yenilenmesinin ardından şimdi de kubbenin cephe kısımlarında daha önceden meydana gelen korozyon sonucu su alan bölümleri onarıldı.
ÇÖKMEKTEN KURTARILDI...
Külliye, üç yıldan fazla süren bir restorasyon çalışmasının ardından 2 Ocak 2015'te Dönemin Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Sayın Fikri IŞIK, Kocaeli Valisi Hasan Basri GÜZELOĞLU , Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Ali HÜRATA ve çok sayıda davetlinin katılımı ile 2 Ocak cuma günü cuma namazından önce dualar ile tekrar ibadete açıldı.
İbadete açılış töreninde bir konuşma yapan Vakıflar Genel Müdür Yardımcısı Ali HÜRATA bu çalışma ile Gebzelilerin bilmediği bir hususu kamuoyu ile paylaşarak, " Biz el atmasaydık Külliye yıkılma tehlikesi ile kzarşı karşıyaydı. Tarihi eseri kurtardık, çünkü çok nem ve su alıyormuş " demişti. YILMAZ IŞIK