Hayatının 45 yılını bir şekilde siyasetin içerisinde geçirmiş bir vatan evladı olarak kaç bin siyasetçinin kaç milyon kere “Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır” söylemimi seslendirdiklerini inanın hatırlamıyoruz bile.

Demokrasi ile idare edilen ülkelerde siyasi partiler elbette vazgeçilmez unsurlardır.

Kendisine güvenen “benim yaşadığım ülkenin sorunları ile ilgili derdim var, ülke sınırları içerisinde yaşayan milyonlarca vatandaşın daha iyi şartlarda bir hayat sürmesi adına ilginç projelerim var” diyen siyasetçilerin hayata geçirdikleri oluşumun ismidir parti.

Kendisini iyi ifade eden ,derdini, meramını topluma iyi aktaran hangi siyasi parti ve o siyasi partinin lideri varsa seçmen mutlaka ama mutlaka o siyasi kurumu en azından bir dönem iktidara getirmiştir.

İşin normali iktidara gelen siyasi parti yada partilerin diğer partilerin ne yaptığına bakmadan seçmene vaat ettiği hizmetleri hayata geçirmesidir.

Buraya kadar bir sorun yok.

Şimdilerde pek yok ama parlamenter sistem ile yönetildiğimiz yani Başbakanlık makamının olduğu günlerde iktidara gelen geldiği zamanda partisinin genel başkanı olduğu için Başbakan seçilen siyasetçinin “ilk yüz gün” ilk beş yüz gün” şeklinde özel günleri vardı.

Başbakanın ilk yüz günde yada ilk beş yüz günde millete hesap vermek adına medyanın karşısına çıktıkları bu süreçte bilindiği gibi belediye başkanları da başkanlık koltuğuna oturduktan sonra geçen ilk yıl sonunda düzenledikleri toplantılarda yaptıklarını yada yapamadıklarını kamuoyu ile paylaşırlardı.

Seçmende genelde Başbakanın yerelde belediye başkanının yaptıklarını değerlendirdikten sonra bir dahaki dönem için vize veriyor yada vermiyordu.

İşini yapan seçmene vaat ettiğini yapan hükümetler için sorun yok.

Seçmen zaten kendisi için çalışan çaba gösteren iktidarları birden çok dönem iş başında tutuyor.

İktidar partileri için asıl sorun yada sonun başlangıcı artık seçmen için yapacakları bir görev olmadığı zamanlarda başlıyor.

Bu durumu gören iktidar partisi de “bizim için zor günler başladı, vatandaşa daha rahat bir hayat sağlamak adına gerekli politikaları hayata geçiremedik, Rüzgar bu aşamadan sonra bizim aleyhimize dönecek bu tarafta yapacak bir şey kalmayınca tek çare muhalefetteki partiler ile uğraşıp onları dağıtmaktır” anlayışı ile iktidar olmanın tüm gücü ile muhalefet partilerine saldırmaya başlıyorlar.

Türkiye 14 mayıs 1950 tarihinde önüne konulan sandık ile çok partili siyasi hayata “merhaba” dedi.

O günden içerisinde bulunduğumuz zamana kadar olup bitenlere bakın, iktidardaki partilerin ilk dönemlerinde hem seçmene hemde muhalefet partilerine karşı son derece nazik ve anlayışlı bir tavır sergiledikleri görülecektir.

Çünkü o zamanlarda iktidar adına işler iyi gitmektedir.

Sonrası kavga, gürültü, kıyamet.

Bir taraftan mikrofonu elinize her geçirdiğinizde ilk söyleminiz” Siyasi partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurlarıdır” olacak diğer taraftan da var olan partileri siyaset sahnesinden silmek adına hücuma geçeceksiniz.

Muhalefetteki partiler başka bir ülkede kurulduktan sonra Türkiye’ye gelmedi ki.

O siyasi partilere oy veren seçmende dün sizi iktidara taşıyan seçmendi.

Onlarda uzaydan gelmedi.

Dün sizin programınızı kendisi için uygun gördü oy verdi.

Bugün sizin uyguladığınız politikaların kendi hayatını zorlaştırdığını ve yapılanların hayatını artık çekilmez bir hale getirdiğini anladığı için başka bir partiye yöneldi.

Bunun başka bir izahı yok.

Aslında başka bir izaha da gerek yok.

İşini iyi yapan kalacak yapamayan gidecek yerine yenisi gelecek.

Demokrasi dediğimizde zaten bundan başka hiçbir şey değildir.

Şu an uygulamaya çalışan süreç partisiz Türkiye’dir.

Memlekette parti kalmayınca biz buna nasıl demokrasi diyeceğiz?

banner69
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner27

banner71

banner171

banner5

banner70