Kategoriler

BuluTuzağı

Erol Bulut, Emre’siz Fenerbahçe’nin aynı planla oynamaya devam edeceğini tahmin etmiş ve tüm planını buna göre hazırlamış. İlk yarım saat sonunda Fenerbahçe lehine %70’leri bulan topla oynama istatistiği Fenerbahçe’nin Emre varmış gibi oynamaya çalıştığının en büyük göstergesi. Topa bu kadar sahip olmak eğer anahtar pas atabilecek oyuncunuz yoksa zarara dönüyor çünkü orta sahada kaptıracağınız her top beraberinde karşı atak tehlikesi getiriyor. Kaldı ki Aytemiz Alanyaspor gerek topla gerek topsuz son derece hızlı, çevik ve atletik bir hücum hattına sahip. Erol Bulut, Ersun Yanal’ı tuzağına düşürdü.

İlk yarım saat sonunda temposu düşük, iki takımın da birbirini tarttığı, 1 gol çıkarsa sonucun belirleneceği bir maç izlenimi vardı. Aslında Fenerbahçe altın değerinde o golü de buldu. “Emre futbolu” terkedildiği an Aytemiz Alanyaspor savunmasının dengesi bozuldu. Dirar, Muriqi, Rodrigues, Kruse dörtlüsü topu hızlı ve direkt şekilde çıkardılar ve Tolga düzgün bir vuruşla skoru buldu. Aytemiz Alanyaspor gibi statik, ağır ama yer ve alan kapatan bir 6’lıya sahip olan takımlar zaten sizin topla tembelce oynamanızı isterler. Bu Erol Bulut’un Ersun Yanal’a kurduğu tuzaktı. Doğru oyun ve plan beraberinde kurulmuş tuzağa rakip hocayı düşürdüğünüzde Ceyhun Gülselam’ı bile maçın oyuncusu yapabiliyorsunuz. İşte teknik direktörlük burada yatıyor; elindeki nüvenin güçlü ve zayıf yanlarını tespit edip güçlü yanlarını ortaya çıkaran ve zayıf yanlarından kaçan bir takım kurgusu…

Dünkü maç özelinde Fenerbahçe savunmasından 60-70 metrelik uzun toplarla çıksa, Vedat’ın Caulker veya Welinton’la yükseldiği hava toplarından inen ve sekenleri toplayıp o bölgede Kruse topla buluşturulsa bambaşka bir görüntü çıkardı ortaya. Ancak Ersun Yanal’ın tercihi bu yönde olmadı. Aytemiz Alanyaspor kalesini Alanya Kalesi’ni savunur gibi savundu. Juanfran’ın birkaç bindirmesi harici çakılı iki bek, Kruse’yi ceza sahası yakınlarında topla buluşturmamaya çok iyi çalışmış Siopis-Ceyhun ikilisi ve Kruse’ye orta sahadan gelecek dik topları engellemek için kendi yarı sahasına kadar gelen Bakasetas… Bu oyuncuların taktiksel konsantrasyonları sezon başından beri yüksekti zaten ama bu maçta golü yediklerinde kırılmamaları da çok mühim. Çünkü gole kadar Alanya’nın rakip yarı sahada neredeyse hiçbir varlığı yoktu. Çok kritik bir dakikada eşitliği yakaladılar.

Ersun Yanal’ın Emre yokken Emre futbolu oynatması büyük hataydı. Rami’nin hala hazır olmaması şaşırtıcı bir durum. Zanka şampiyonluk parolası taşıyan takımın stoperi olmaz. Evet bu 3 cümle de dünkü yenilen 3 golle doğrudan alakalı ama işin bir de şu kısmı var. Ersun Yanal da öğrencilerine geriden ayağa pasla çıkın ve kısa paslarla oyun kurun talimatı verdi diye böylesine fahiş hatalar mı yapılmalıydı? Ersun Yanal, kafasında “Zanka baskıdan sonra Altay’a kötü bir pas verir, Altay topu canhıraş bir şekilde taca vurur, içeri atılan taçta Altay ve Zanka birbirine girip golü yedirir.” ya da “Jailson topla çıkarken topu ceza sahasında rakibe kaptırır.” demiyordu sanırım.

Yönetime yazar

Altay, Vedat karakteri çok düzgün, yüksek iş ahlakı ve disiplinine sahip pırıl pırıl iki sporcu. Peki taraftarına mutlak şampiyonluk vaat eden yönetimin –Spor Toto Süper Lig dinamikleri göz önünde bulundurularak- tercih ettiği atan ve tutan Rize’den Vedat ile Ankara’dan Altay mı? Bu 2 futbolcu etkisinde Ersun Yanal bu takımı şampiyonluğa ulaştırırsa ona da uzun bir saygı yazısı yazarız.

Yorumlar