Kategoriler

İYİ Parti-Zafer Partisi ittifakı

Geçtiğimiz aylarda Ankara’da bir araya geldiğimiz bir siyasetçi büyüğümüze “ Bir arada olması gerekenler şu anda ayrı partiler ille yola devam ediyorlar, Ayrılan siyasetçilerin tekrar bir araya gelmesi için ne yapmak lazım? şeklinde soru yöneltmiştik.

Bizim sorumuz üzerine yaklaşık üç dakika düşünen siyasetçi büyüğümüz “-Yüksel kardeşim ben Ülkücüyüm diyen ve kendisinde liderlik kabiliyeti gören kim varsa tamamı zaman içerisinde bir parti kurup başına geçtiler, Söz konusu partilerin ne kadar oy alacağı da önemli değil zira Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde hangi partinin ne kadar oyu olduğuna bakılmadan bir şekilde ittifaka dahil ediliyorlar, bu yüzden bir bütünden ayrılıp parti kuran arkadaşlarımızın tekrar geriye gelmesini ben zor görüyorum, yine de Allah’tan umut kesilmez “cevabını vermişti.

Bu konuşmanın üzerinden epey zaman geçti.

Kendisini Ülkücü olarak gören ve “benden iyi lider olur” diye düşündükten sonra bir siyasi parti kurarak başına geçen siyasetçilerin saha da çalışmaları devan ediyor.

Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi Türkiye’ye beklenilen huzur ve mutluluğu getirmedi.

Mevcut iktidara olan güvenin her geçen gün azaldığını artık iktidarın paydaşları da söylüyor.

AK Partiye artık MHP yetmiyor.

HÜDA PAR yetmiyor

DSP yetmiyor

BBP zaten işin dışında kaldı.

Seçimde AK Parti ile hareket eden YRP seçim sonrası desteğini çekti.

Yani bu kadar fazla siyasi partinin içerisinde bulunduğu cumhur ittifakının oy yüzdesi her geçen gün biraz daha aşağılara doğru iniyor.

Bu süreçte oylarını koruyan hatta hemen her geçen gün oy oranını yükselten iki siyasi parti bulunuyor.

Bunlardan birisi İYİ parti

Diğeri Zafer partisi.

İYİ Parti 31 mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimden çok büyük bir hezimet ile çıkmıştı.

Kongrede seçilen Müsavat Dervişoğlu ile birlikte İYİ Partinin oy oranında hissedilir bir yükselmeyi dost-düşman herkes kabul ediyor.

Oyları aynı oranda yükselen Zafer Partisinin bu durumu iyiden iyiye hissedilince genel başkan Ümit Özdağ bilindiği gibi cezaevine gönderildi.

Belli bir süre cezaevinde kalan Özdağ yapılan mahkeme sonrası serbest bırakıldı.

Her iki partinin çalışmaları da hiç durmadan devam ediyor.

TBMM’de “çözüm süreci” çerçevesinde kurulan komisyonun çalışmalarına katılmayı reddeden İYİ partinin oy arında sürekli bir yükseliş gözleniyor.

Böylesi bir süreçte uzun zamandır Anadolu’nun dört bir yanından arayan dostlarımız sürekli “-Yüksel Ercan iki partinin bir araya gelmesi noktasında neden çaba göstermiyorsun?” şeklinde sıkıştırıp duruyorlardı.

İşin doğrusu bizde uzunca bir süredir bu konu ile ilgili bir şeyler yazmak istiyorduk ancak nerede ise saat başı değişen gündem dolayısı ile fırsat bulamıyordu ki imdadımıza Milliyetçi Kongre derneğinin kongresi yetişti.

Milliyetçi Kongre Derneğinin 3. kongresine katılan Zafer Partisi genel başkanı Prof.Dr. Ümit ÖzdağDevlet Bahçeli ile Abdullah Öcalan'ın birbirlerine övgüler düzerek kol kola girdikleri siyasi ortamda, herhalde biz de Müsavat Dervişoğlu ile bir kahve içeriz" sözleri üzerine İYİ Parti genel başkanı Müsavat Dervişoğlu'nun "Biz zaten hiç ayrılmadık. Yoldan, yöntemden kaynaklı birtakım sorunlar yaşadığımız söylenebilir ama bu 'Asla bir araya gelmeyiz' sonucunu doğurmaz." ifadeleri ittifak konusuna an itibarı ile bambaşka bir boyut getirdi.

Bu tür ittifakların akşamdan sabaha oluşmasına imkan yok gerekte yok.

1991 yılında RP-MÇP-IDP ittifakın seslendirilmeye başlamasından itibaren ittifakı istemeyenlerin ittifakı yıkmak için ne tür çalışmalar yaptıklarına bire bir şahit olmuş birisiyiz.

Son dönemlerde DP ile DYP arasında oluşturulmak istenilen ittifakın bir gecede nasıl yerle bir edildiğini de çok iyi biliyoruz.

Başta İYİ Parti ve Zafer partisi olmak üzere aynı hedefe yürüyen siyasi partilerin bir çatı altında bir araya gelmesi elbette ki hepimizin ortak temennisi.

Böyle bir ittifaka “Ben milliyetçiyim” diyen herkes “Evet” diyecektir.

Ancak söz konusu partilerin “biz bir araya geliyoruz” dedikten saatler sonra başlarına neler geleceğini de hepimiz az çok biliyoruz.

Şimdilik yapılması gereken iş “Arka kapı diplomasisini” çalıştırmaktır.

Gerisi çorap söküğü gibi gelecektir.

Darmadağınık bir görüntü veren Türk Milliyetçileri şu sırada bir araya gelmeyecekte ne zaman gelecek?

İlişkiler devam etsin.

Kapılar kapatılmasın.

Kırıcı ifadelerden kaçınılsın.

Zamanı gelince her şey yoluna girer.

Mevzu Türkiye ise gerisi teferruattır” söylemini hiç kimsenin boşa çıkarmaya hakkı yok.

Ancak biraz daha sabırlı olmak lazım.

Yorumlar