Sıcakların etkisiyle artan terle birlikte su ve mineral kayıpları sonucunda vücut ısısında artış, bayılma hissi, baş dönmesi gibi sağlık problemleri görülebildiğine dikkat çeken Kına, “Bebek ve çocuklarda ise ishal artmakta, besinlerin bozulma riski arttığı için besin zehirlenmeleri de çok sık görülmektedir” diye konuştu. Sıcak günlerde beslenmenin püf noktalarını anlatan Özel Ata Sağlık Hastanesi’nde görevli Uzm.Dyt. Aslı Gül Tekin Kına, “Her zaman söylediğimiz gibi besin çeşitliliği sağlanarak 3 ana 3 ara öğün şeklinde beslenilmelidir. Günün en önemli öğünü olan kahvaltı uyandıktan sonra en geç 1 saat içinde yapılmalı ve kahvaltıda az yağlı peynirler,zeytin ve taze sebzeler bulunmalı. Kafein içeren çay kahve gibi içecekler yerine meyve suyu, süt veya ıhlamur gibi bitki çayları tercih edilmelidir. Yemeklerde katı yağlar yerine bitkisel sıvı yağlar kullanılmalı, kızartma kavurma gibi yöntemler yerine haşlama, ızgara gibi sağlıklı pişirme yöntemleri tercih edilmelidir.Terleme ile artan mineral ve su kayıplarının önlenmesi, vücut fonksiyonlarının düzenli çalışabilmesi ve toksinlerin atılması için günde en az 2-2,5 lt. su içilmelidir” dedi.
RİSKLİ BESİNLER AÇIKTA BEKLETİLMEMELİ
Sıvı gereksinimini karşılamak için çay, kahve ve gazlı içecekler yerine ayran, meyve suyu veya ev yapımı limonatalar tercih edilmesi gerektiğinin altını çizen Kına, şunları söyledi, “Vücudun yeterli miktarda vitamin ve mineral alabilmesi için günde 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmelidir. Şerbetli hamur tatlıları yerine, sütlü tatlılar, meyve tatlıları veya dondurma tercih edilmelidir. Besin zehirlenmelerini önleyebilmek için, açıkta satılan yiyeceklerden uzak durulmalı, çabuk bozulan potansiyel riskli besinler (et, yumurta, süt, balık, peynir vb.) açıkta bekletilmemeli, etler buzdolabında çözdürülmeli ve besinlerin hazırlanma-pişirme aşamalarında hijyen kurallarına özen gösterilmelidir. Son olarak sebze ve meyveler yenilmeden önce iyice yıkanmalı, el ve vücut temizliğine önem verilmelidir” (BSHA)