Türkçe’de “Horasan’da halı dokunuyor ancak eninemi dokunuyor, uzununa mı dokunuyor bilen yok” şeklinde harika bir söylem var.
Son birkaç aydır Edirne’den, Ardahan’a kullanılan iki ifade var.
1.Barış
2.Terörsüz Türkiye.
Barış ifadesi biz kendimizi bildik bileli hepimiz için en büyük sihirli kelimelerden birisidir.
Barış kelimesinin bitişiğine birde “Terörsüz Türkiye” söylemi katılınca siz ne anlatırsanız anlattın muhatabınız için “oyunbozanlık” ille başlayan tanımlamalar gelip “Sen vatan hainisin” ifadesinde son buluyor.
Terör örgütü PKK’nın 1983 yılında Siirt’in Eruh ilçesinde başlattığı kalkışma ve o kalkışmanın sonrasında iktidardaki siyasetçilerin basiretsizliği yüzünden geldiğimiz nokta hepimizin malumu.
On binlerce can kaybı
Milyarlarca ekonomik kayıp
Şehitlerin arkasından ağlayan ve gözyaşları bir gün bile dinmeyen şehit aileleri.
Her biri vücudunun bir yada birkaç uzvunu kaybetmiş gazilerimiz.
Ve 86 milyon yaralı.
Dönemin içişleri bakanı Süleyman Soylu’nun
“Terör Örgütünden merhamet bekleyen, vicdan bekleyen VİCDANSIZDIR.
Terör örgütünden ahlak bekleyen AHMAKTIR.
Terör örgütünden hukuk bekleyen, Terör örgütünden acaba bir şey olur mu diye Ona yaslanan HAİN OĞLU HAİNDİR." söylemleri.
Bir sabah uyandık ki iktidar katında kim varsa bir tamamı “Terörsüz Türkiye” diyor.
“Terörsüz Türkiye için anlaşma yapacağız” deniliyor.
Televizyon ekranlarındaki yorumcular sabahlara kadar “anlaşma tamamlandığında Türkiye şahlanacak, dünya devi olacak” şeklinde konuşup duruyorlar.
“Barış ve Terörsüz Türkiye “ile ilgili hemen herkes konuşuyor.
Asıl konuşulması gereken ancak nedendir bilinmez meselenin asıl konuşulup tartışılacağı yer olan TBMM nerede ise devre dışı.
Dikkat edin
-Gazeteciler konuşuyor
-Yorumcular konuşuyor
-Köşe yazarları konuşuyor. Bir takım STK yöneticileri konuşuyor
Ancak asıl konuşması gereken milletvekillerinden “Tık” yok.
Ancak dikkat edin
Son günlerde var olan sis bulutu kısmen de olsa dağılıyor.
Vatandaş yavaş yavaş
“Tamam barış yapacağız ancak muhatabımız kim, hangi Devlet ile hangi ülke ile masaya oturacağız.?” Sorusunu sormaya başladı.
Öyle ya Barış karşılıklı devletler arasında yapılır.
Ancak Türkiye’nin karşısında bir devlet yok.
Sadece bir terör örgütü var.
Birde terör örgütünün TBMM’deki uzantısı bir siyasi parti.
86 milyon nüfusa ve dünyanın en büyük ordularından birisine sahip Türkiye Cumhuriyetinin bir terör örgütü ile masaya oturup barış imzalaması nasıl izah edilir ki?
Rusya ile Ukrayna arasında savaş var.
İki ülkenin yöneticileri bir masa etrafında toplanıp savaşı durdurmak “Terörsüz Rusya ve Terörsüz Ukrayna “anlayışını hakim kılmak için çaba gösteriyorlar.
Bizim karşımızda bir kez daha tekrar ediyoruz bir ülke yok, bir devlet yok.
Bir terör örgütü var.
Karşımızda bir devlet yoksa
Sahi biz kimi muhatap kabul edeceğiz?
Barışı kiminle yapacağız?
Varmı cevabı bilen..