Teknoloji odaklı günümüz dünyası, henüz yeni iş yapış şekillerini içselleştirememiş geleneksel yapıda ilerleyen tüm şirketlere krizleri büyük bir fırsat olarak sunuyor. Bu fırsatları değerlendirmek ve değişim rüzgarlarını yakalayabilmek için de yeni jenerasyonları anlamak, onlara kulak vermek ve eyleme geçip bugünün gerçekleriyle yüzleşmek gerekiyor.

Özellikle Z kuşağının çoğunlukta olduğu yeni jenerasyonun aynı zamanda jonglör kuşağı da olduğunun altını çizen araştırmacı-yazar Evrim Kuran, “Her on yılda bir değişen tanımıyla kariyere yeni bir perspektif kazandıran “slash generation” -bence dilimizde daha kolay anlaşılmasını sağlayacak tanımıyla jonglör kuşağı- ile tanışmanın vakti geldi. 2022’de çok daha görünür olacağına inandığım jonglör nesli -yani havada birkaç topu aynı anda çevirebilecek nesil-, yalnızca bir kariyer yolunu benimsemeyen, bir psikolog iken aynı zamanda bir antrenör de olabilen, bir mimarken aynı zamanda bir gazeteci olabilen, yeni çağın multi kariyer sahibi jenerasyonu için kullanılan bir terim.

Bugün dünya, önceki kuşaklara göre esnek çalışmayı, yaratıcılığı, girişimciliği konvansiyonel kariyer yolunun önüne koyan bir gençliğe tanıklık ediyor. İyi eğitimli bu gençler, küresel vatandaşlık yaklaşımları ve yaşamla ilgili daha fazla seçim yapma eğilimleri ile teknoloji ve yaşamı birbirine kenetliyor. Bu genç kitle, özgün tasarımları ve çizgi üstü işleri önemsiyor; yenilenmeyi, yetkinliklerini değişen koşullara göre adapte edebilmeyi başarılı olmak için vazgeçilmez buluyor.” dedi.

Tekdüzeliğe “Hayır!” Diyorlar

Evrim Kuran, jonglör kuşağının “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusuna tek bir yanıt vermeyi ve dar alanda sıkışmayı reddettiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Yaşamlarını bir yolculuk olarak tanımlayan jonglör kuşağına göre kariyer, bu yolculuğu zengin kılmak için çeşitliliğe ve yeniliğe dair bir tutku içermeli. Bundan dolayı bu gençlere dikey kariyer yolları, hızla dağıtılan unvanlar ile övünmek yerine, sahici görevler, büyük sorumluluklar edinmenin yolunu açmak gerekiyor.”