YILMAZ IŞIK
YILMAZ IŞIK
Mart Ayından bu yana içinde Türkiye'nin de bulunduğu tüm Dünya ülkeleri aşağı yukarı Covid-19 tabir edilen koronavirüs salgını ile cebelleşiyor… Adeta günlük hayatımızın içine giren bu salgın illetinden de ne zaman kurtulacağımız...
Bütün Dünya'yı kasıp kavuran ve bir türlü gitmek ve dinmek bilmeyen bir önemli rahatsızlık ve hatta çağın salgını olan koronavirüs (Covit-19) vakasının insanlığı ne hale getirdiğini artık buradan da uzun uzun anlatmaya gerek yok…...
Gebze bölgesinde 1999 yılında iller bankası tarafından ihale edilerek yaptırılan Æ1200 CTP (Cam takviyeli plastik boru) içmesuyu ana isale hattı Gebze Güzeller mahallesinde büyük bir gürültü ve çevreye büyük bir korku salacak şekilde patladı…...
Böyle bir temenni olsa ne olur? Ne olacak yani, Gebze İstanbul'a bağlansa… Zaten İstanbul'un bir parçasıyız coğrafi olarak, sadece idari yapı olarak Kocaeli sınırları içerisindeyiz… Bizim hava durumumuz bile İstanbul ile...
Dünden beri yüreğimiz İzmir'in Çeşme ilçesinden gelen acı haberle yanıyor. Çeşme'de tatilde iken kalp krizi geçirerek 80 yaşında hayata gözlerini yuman Bölgemizin Büyüklerinden, Duayen Siyasetçi Ağabeyimiz Bülent Atasayan...
Yerel basına haber servisi yapan devletin resmi yayın kuruluşu Anadolu Ajansı da abonelerine gönderdiği duyuruda artık haber akışlarına zam yapmak durumunda kaldığını bildirdi… Zaten yerel basının durumu belli…Yine resmi biir kurum olan...
İlk önce burnuna kadar çekiyordu maskeyi... Sonra biraz da aşağıya doğru sıyırdı... Millete çaktırmadan biraz daha sıyırdı... Milim, milim... Sıyırdıkça sıyırıyordu... Kimse farkına varamıyordu gibisine de geliyordu... Sonra burun...
Bugün Ramazan Bayramı. Yani bayramın birinci günü ve bizler evdeyiz. Geçen yıl dışarıda ve hürdük…Bu yıl korona virüsü bizi evlere hapsetti. Dışarı çıksan bile ağzında maske olacak, herkese mesafeli olacaksın...
Milletlere pranga takamazsınız. Milletlere zincir vuramazsınız: Akif'in dediği gibi: Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım. Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım, Yırtarım...
65 yaş üstü vatandaşlarımız için ikinci kez sokağa çıkma zamanı bugündü... Evde bunalan vatandaşlar bugün bir kez daha kendilerini dışarıya attılar… Öğle saatlerine doğru baktım sokak ve caddeler yaşlılarımız ile yavaş...
Bahçede oturdunuz... komşusunuz... Maske de takmadınız.. Hani komşusunuz ya.. Hatırınız kırılmasın hesabı.. Hapşırdı... "Hapşuuuuuuu...." Yandığınızın durumudur... Tabii ki inşallah şansınız varsa.... Hiç anlıyamazsınız,...
Normalleşme aşamasına kademe kademe geçeceğiz elbette... Şu koronavirüsü belasını bir def edebilirsek insanlık olarak hep birlikte... Bu hayatın bir ihtiyacı.. İnsanlar evlerinde elbette bunaldılar.. Bahar geldi önümüz yaz... Ancak...
Hani bundan yaklaşık iki buçuk ay önce, 'Herkes bir gün sokakta, caddede, alışverişte hatta evde maske takacak…” dense kimse pek inanmaz, " Hadi oradan ya!" diye belki de itiraz edecekti, hatta, ' Sen kafayı mı yedin kuzum senin ağzın...
Bu gece Allah kısmet ederse, ömrümüzdeki 50'li yıllara da veda edip 60 yaş diyeceğiz.. Yani benim 59 yaşa veda etmeye sayılı saatler kaldı…Gece 00.01'de artık 60 yaşın içindeyiz… O yüzden 59 yaş halimle 60'a 2 saat kala ...
2019'u 2020'ye bağlayan gece olan 31 Aralık 2019 tarihinde saatler 00.01'i gösterirken herkesin dileği çok güzel bir yıl geçirmek idi kuşkusuz… Hiç kimsenin aklına da kıştan çıkarken baharı karşıladığımız, kuşların...
Bugün günlerden Pazar ve tarihler 19 Nisan 2020'yi gösteriyor…Bütün bir dünyanın gündemi özellikle son bir buçuk aydır hep: Coronavirüs (Covıd-19) olayı… Olaydan daha da öte Dünya'yı bir pandemi (salgın) şokuna sokan Büyük...
Koronalı günlerde artık neredeyse bir ayı devirmiş bulunuyoruz. Çin'de Ocak ayı içinde ortaya çıkıp da kısa sürede (ışık hızı ile diyelim şuna), Dünyanın her yanına dağılıp insanlara musallat olan dışı yağı içi protein...
Türkiye olarak nerede ise hepimiz eve tıkıldık… Dünya'yı kasıp kavuran ve etkisi altına alan Covid-19 isimli görünmez katil yüzünden adeta evlerimize kendimizi hapsetmiş bulunuyoruz… Bir tarafta görünmez ama insanlara musallat olan...
Bütün bu olanların ardından uzun uzun yazıp edebiyata gerek var mı? Aslında bakarsanız içimden yazı yazmak bile gelmiyor… Zira aralıklı ve uzun mesafeli yazışlarımdan besbelli bu… Halbuki eskiden en sevdiğim şey ...
Çin ülkesinde ortaya çıkıp İpek Yolunu takiben, bu yol üzerindeki pek çok ülkeye bulaşıp insanların yaşamlarını kabusa çeviren şu korona virüsü (Covid-19) virüsü yüzünden evlere kapandık… Adeta evin bir parçası olduk, deyim...
Dünya'nın başı, Çin'den yayılan Koronavirüs ( Covid-19) salgını ile ciddi şekilde belada…Küresel sağlık sorunu haline gelen bu salgını Çin bertaraf etme durumuna gelirken, salgının şiddeti ABD ve Avrupa'da gözlenmeye...
Sabah geç kalktım, çünkü gece bol bol televizyon izledim…Hane halkı herkes evde, çocukların fabrikada işleri var o yüzden onlar işe gidip geliyorlar, geri kalan evde… Torunlar, okullar zorunlu korona tatilinde olduğu için onlar da evde.....
Geçtiğimiz Ocak ayında Çin'de ortaya çıkan ve kısa sürede yayılarak Dünya'yı etkisi altına alan koronavirüs salgını şimdi özellikle Avrupa'yı kırıp geçiriyor. İran ve ardından İtalya ile Avrupa ülklerinde...
Şu korona virüsü Dünya'yı adam akıllı hijyenik ortama itti, adam akıllı dikkatli, adam akıllı deyim yerinde ise 'pirpirik” yaptı… Bu elbette iyi bir şey... En azından önlemi almak, tedavinin yarısıdır diyelim…...