Aylar önce bir  Kuran Kursu'nun açılışına katılan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr.Ali Erbaş, nüfusun yüzde 59'unun Kuran okumasını bilmediğini, yüzde 41'in okuduğunu ifade etmiş arkasından da  çocukların Kuran derslerine yönlendirilmesini istemişti.

Diyanet İşleri başkanı Erbaş yaptığı açıklamada "Kur'an-ı Kerim okuyanların oranı ülkemizde halen yüzde 41. Nüfusumuzun yüzde 59'u hala Kur'an-ı Kerim okumasını bilmiyor ,Çocuklarımızdan daha fazlasını seçmeli Kuran derslerini seçmesini sağlamamız lazım Yüzde 99’umuz Müslümanız diye iftihar ediyoruz ya, yüzde 99’u Müslüman olan bir ülkenin yüzde 59’u, yüzde 60’ı daha kendisine indirilen Kuran-ı Kerim’i okuyamıyor, işte ihtiyaç bu. Bunu eleştirenler bu gerçeği bilsinler. Neden buna ihtiyaç var? Şu anda din eğitimi veren imam hatiplerin oranı hala yüzde 15. Yani Türkiye’deki genel öğrenci sayısına göre oran yüzde 15.”diyerek içerisinde bulunduğumuz vahim durumu birinci diğer bir deyişle de en yetkili ağızdan itiraf etmiş.

Diyanet İşleri Başkanı Prof.Dr.Ali Erbaş’ın bahsettiği yüzde altmış oranını kabul edip Türkiye’nin nüfusunun da seksen milyon civarında olduğunu varsaydığımızda kaba bir hesap ile kendisini “Müslüman-Türk” olarak kabul eden altmış dört milyon yurdum insanının Kutsal kitabımız olan Kuran-ı Kerimden bi haber bir hayat sürdüğü gerçeği ile karşı karşıya kalmış durumdayız.

Türkiye’de var olan 80 milyon nüfusun bir tamamının kendisine uzatılan mikrofon karşısında “Alim-Ulema” kesildiğini ve bu Alim-ulema takımının kendisini hemen her konuda Fetva verecek noktada sandığını çok iyi bildiğimizden doğrusu Diyanet işleri başkanının bu açıklamasını garipsediğimizi söylemeliyiz.

Türkiye’de Milli Eğitim Bakanlığı tarafından verildiği söylenilen “Din Eğitiminin” söylemesi çok acı olmakla birlikte artık İflas ettiği diyanet İşleri Başkanının bu açıklaması ile ortaya çıkmış durumdadır, Nüfusunun yüzde 99’un Müslüman olduğu söylenilen bir ülkede yüzde altmış oranında Kutsal kitabımızı okumasını bilmeyen, okusa bile ne anlamayan bir kitle işin doğrusu hepimizi derin acılar içerisinde bırakıyor.

Geçtiğimiz günlerde medya kuruluşlarında yer alan bir fotoğraf vardı, Suriyeli göçmenlerin yoğun olarak bulunduğu bir yerleşim merkezimizde genç Suriyeli aşık olduğu ve kendisi ile ilgilenmediğini düşündüğü Suriyeli sevgilisi kızın evinin önündeki trafiğe açık caddenin yarısına yakın yakın bir kısmına “Aşkım seni çok seviyorum, Senin için dünyayı yakarım, Ya benimsin ya toprağın” şeklindeki ifadeleri Arapça olarak yazmış, bu yazıları gören ve “Muhtemelen burada ayet ve hadisler yazıyor, Ayet ve Hadislerin yazıldığı bir noktaya da basmak günahtır “diye düşünen Diyanet İşleri Başkanının bahsettiği yüzde altmışlık “Müslüman Vatandaşlarımız” yazının olduğu alanın etrafını çeşitli işaretler ile çepeçevre sarmışlar ki kimse yazının üzerinde dolaşmasın.

Benim Rahmetli annemin okuma-yazması yoktu, Buna rağmen Türkçe alfabe ile Arap harflerini birbirinden ayırabiliyordu, Annemin bu hassasiyetini çok iyi bildiğimden ara sıra Arapça bilen arkadaşlarıma Arap harfleri ile İbrahim Tatlıses’in “Ayağında kundura/Yar gelir dura dura/Genç ömrümü tükettim/Göğsüme vura vura” türküsünün sözlerini yazdırır, annemin de mutfakta olduğu bir sırada türkü sözlerinin yazdığı kağıdı yere düşürmüş gibi yapardım.

Rahmetli annem yerde Arapça yazılmış Türkü sözlerini görür görmez hemen yerden kaldırır üç kere öper alnına getirir götürür, İçinden dualar okur, Yazıyı kimsenin ulaşamadığı bir yere koyarken bize de “Siz ne biçim insansınız Kuran-ı kerim yazısını yere atıyorsunuz, Çarpılacaksınız, Evin binin bereketi gidecek” diye bize verir veriştirirdi.

Bu sütunlarda birkaç kez daha belirtmiştik, bırakın diyanet İşleri Başkanının yüzde altmış dediği oranı yüzde doksan dokuzluk nüfusun Müslüman olduğu söylenilen Türkiye’de nüfusun yüzde doksan beşi namaz kılarken okunması gereken duaların tamamını biliyorsa daha da önemlisi okuduğu duaların anlamını biliyorsa bizde hiçbir şey bilmiyoruz.

Türkiye’de Din eğitiminin yeniden ele alınması, Alındıktan sonrada yeniden yorumlanması gerekiyor, Üç-beş kişi istemiyor diye Din bilgisi derslerinin azaltılması daha da vahimi seçmeli ders olarak okutulması aymazlığı bizi din eğitimi noktasında artık işin içerisinden çıkılamaz bir noktaya kadar getirdi.

Geçtiğimiz dönemlerde Diyanet İşleri Başkanlığı yapmış bir bürokrat “Türkiye’de İslamiyet artmıyor, Gösterişe dayalı, Şekilci bir Müslümanlık çoğalıyor” şeklinde bir açıklama yapmış ve O Başkanın nerede ise bir tek “Kafir” ilan edilmediği kalmıştı.

Halbuki dönemin diyanet işleri başkanının söylediği herkesin altına imza atılması gereken sonrada “Bu gidiş gidiş değil, giden gitti, olan oldu, bundan öncesi ile şöyle oldu, böyle oldu demenin kimseye faydası yok, bundan sonrası için Ya Allah deyip yola çıkılmalı ve Kutsal kitabımızı okuyan, ama daha da önemlisi okuduğunu anlayan bir din eğitimini hayatımıza hakim kılmak için gereken ne varsa yapılmalı” denilse bugün bu yüzde altmışlık oran daha aşağıda olabilirdi.

Herkesin evinde Kuran-ı Kerim var, Evdeki Kutsal kitabımızı muhtemelen çocuklar ulaşamasın diye insan boyunun yetişemediği yüksekliklere asılmış böylesi bir noktada çocukların ulaşamadığı, ulaşabileninde zaten anlayamadığı Kuran-ı kerimin beyaz olan kabı zahmet edilip açılmadığından tozdan dumandan simsiyah bir hale gelmiş vaziyette kala kalmıştır.

Eğer Diyanet İşleri Başkanlığı hiç sağa sola sapmadan gerekli önlemleri almadığı takdirde çok değil bundan beş-altı yıl sonra bugünkü başkan gibi birisi çıkacak “Türkiye’de nüfusun yüzde sekseni Kuran-ı Kerimi okuyamıyor” açıklamasını yapacaktır.

O gün gelmeden ne yapılacaksa yapılmalı, aksi takdirde bugün aşkına karşılık bulamadığı için sevgilisine olan duygularını masumane bir şekilde Arapça harflerle yazan Suriyeli gençten başka biri daha çıkar aşkına karşılık bulamadığı sevgilisinin evinin altındaki caddeye “Senin ananı-avradını-yedi sülaleni…” diye yazdığında yüzde altmışlık yada seksenlik kesim” Burada mübarek yazı var” diye alanı Yatıra çevirmeye kalkarlarsa…..

Bunun vebalini kim, nasıl taşıyacak çok merak ediyoruz…

banner69
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner27

banner71

banner76

banner171

banner5

banner70

banner75