Hepimiz Koromavirüs salgınından şikayetçiyiz, “Bütün dünyayı inim inim inleten bu illet acaba benimde yakama yapışacakmı.?” korkusundan herkes paranoyak olma noktasına doğru ilerliyor kimse kimse ile selamlaşamıyor, hiç kimse en yakın akrabasının evine gidemiyor, İbadethaneler, AVM’ler Kültürel etkinliklerin sergilendiği salonların önünden bile geçmeye kimsenin cesareti yok.
Korpnavirüsn kötülükleri saymakla bitmez, hepimiz “bu salgın bir an önce hayatımızdan çıksın bizde 11 Mart öncesine dönelim “diye dua ediyor, ancak Koronavirüs salgının hayatımızda unuttuğumuz pek çok güzelliği de hizaya soktuğu gerçeğini asla unutmayalım.
Türkiye’de en uğrak yerlerinden birsi de Tapu ve Kadastro müdürlüklerinin bulunduğu binalardır, Haftanın beş günü sabah erken saatlerden mesai saati bitimi e kadar sadece ala n ile satanı ilgilendiren ancak aradaki emlakçılardan yancılardan dolayı son derece kalabalık insan kitlelerini akın ettiği tapu kadastro binalarındaki hangame de bir türlü bitmek bilmiyordu.
Biz 11 Mart öncesi yani koronavirüs salgını henüz başlamamışken bir yakımızın mülkünün satışı için bulunduğumuz ilçenin Tapu ve Kadastro müdürlüğüne gitmek zorunda kalmıştık, Sabah erken saatlerde “geç kalmayalım” diye müdürlük binasının kapısına yaklaştık ki tam bir mahşer yeri.
Satışın yapılması adına bir emlak danışmanı, alıcı ve biz olmak üzere toplam 12 kişi binadan içeriye girmeğe çalıştıysak ta içerideki kalabalıktan buna imkan bulamadık, alıcı ve satıcının kimlik bilgilerini emlak danışmanına verdikten sonra nefes nefese kendimizi dışarıya attık, yaklaşık bir saat beklemeden sonra işlemlerimizin başladığı ile ilgili bilgi geldi, Tapu binasından ayrıldıktan sonra “şimdi ne yapacağız.?” şeklindeki sorumuza “Bekleyeceksiniz mesaj gelecek” cevabını aldıktan 2 gün sonra gelen mesaj ile harçlar yatırıldı, üçüncü gün yine kalabalıklar arasından sıyrılıp binaya girebildik ve işlemi tamamladık.
Geçtiğimiz hafta yine aynı Tapu müdürlüğünde bu kez kayınvalidemiz ile ilgili bir tapu işlemi vardı, İşlemi başlatmak adına müdürlüğe gittiğimizde binanın önünde birkaç kişiyi görüp kendi kendimize “Allah Allah müdürlük kapalımı.?” diye sorarken bizi tanıyan bir görevli “Yüksel Bey Korona dolayısı ile artık başvurular müdürlükten değil e-Devlet şifresi ile alınıyor, başvuruyu yapın, bizde işleminizi tamamlayalım” cevabını aldık.
Eve geldik E-Devlet şifresi ile bilgisayarın başına oturduk, Tapu ve kadastro müdürlüğünün sahifesinden başvuru yaptık, müdürlük e-devlet üzerinden işlemleri başlatacağımız gün ve saati verdi, bize verilen gün ve saatte müdürlüğe gittik, güvenlik görevlisi kapıyı açtı, İsmimizi söyledik, tam saatinde aynı görevli bizi içeriye aldı, toplam 5 dakikada başvurumuz alındı, Çıktıktan yaklaşık 4 saat sonra ne kadar harç ödeyeceğimiz ile ilgili mesaj ve tapu işlemini yapacağımız saat bilgisi geldi.
Tapu harcını yatırdıktan sonra bize verilen saatte yine Tapu müdürlüğüne geldik, tam randevu saatinde görevli bizi içeriye aldı, bilemdiniz 8 dakika içerisinde tapumuzu alarak ilgili daireden ayrıldık.
İki günde tamamlanan tapu işlemimiz sırasında hiçbir kalabalık ile karşılaşmadık, “sıra sana geldi bana geldi” tartışması yok, İşlem numarası alabilmek adına ön sıra kapma derdi de yok, tartışma yok, Zaman kaybı yok, Sadece dakiklik ve görevlilerin nezaketi var.
Bizim Tapu ile ilgili verdiğimiz örnek sadece bir tanesi hayatımızı ilgilendiren hemen her konuda Koronavirüs tam bir” mıntıka temizliği” yapmış vaziyette, her şey yerli yerinde, bilim ve teknolojinin bünyesinde zaman kaybı olmadan, kimsenin bir diğerini kırmadığı bir hayatı koydu önümüze Korona.
“Şerden hayır çıkar” dedikleri galiba bu olsa gerek..
