Rahmetli babamın sağlığında bayramda Kurban edilecek hayvan ile ilgili saha araştırması yapmak, Kurbanı bulmak, pazarlık etmek, gerekli fiyatta mutabık kalındıktan sonra kurbanı almak, kurbana birkaç gün kala hayvanı evin bahçesinde misafir etmek ( O zamanlar kurbanı evin bahçesinde kesmek yasak değildi) bayram sabahına kadar Kurbanın beslenmesi ile ilgili tüm detayları yerine getirmek, Bayram günü kurbanı kesmek, kesildikten sonrada yedi kişiye pay etmek gibi son derece zorlu bir süreci takip etmek gibi bir sıkıntımız yoktu.

Rahmetli babam tüm bu zorlukların üzerinden bir orkestra şefi gibi gelir, bu kadar zorluktan sonra bize düşen yedi kişilik hisseden payımıza düşen miktarı vermek ve tüm hane halkı ile (Genellikle en az 30 kişi olurdu) ilk kavurmayı yedikten ve büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öptükten sonra bayramda bizden büyükleri ziyarete gitmekte.

Babam bir sabah geçirdiği kalp krizi sonrası sessiz sedasız aramızdan ayrılınca bu kez kurbana rahmetli annem müdahil olmaya başladı, Okuması-yazması olmayan annemin ramazan bayramını takip eden ilk ay sonrası “ Kurban zamanı geliyor, ne yapıyorsunuz, gidin araştırın sonra kurbansız kalmayalım” şeklinde takvimi ayarlaması sonrası biraz korkudan ama daha çok saygıdan olsa gerek daha kurban bayramına bir ay olmasına rağmen adaklık kurban arayışına başlamak zorunda kalırdık.

Babamın döneminde gelenekselleşen kurban bayramı hazırlıkları ve sonrası annemin aramızdan ayrıldığı yıla kadar aralıksız devam etti, Yine “Kurban nerede kaldı” telaşı, yine bayram sabahı kesilen kurban etinden 30 kişilik aile efradı ile birlikte yapılan tadına doyulmaz kavurma, yine büyüklerin ellerinden küçüklerin gözlerinden öpüldükten sonra eş-dost-akraba ziyaretleri.

Annemin vefatından sonra muhtemelen 2 yıl yine kurban kesmeye devam ettik, Kurbanı pay edip eve getirdik ancak anne-baba hayatta olmayınca ne geçmiş yıllarda hep birlikte yaptığımız kavurmanın tadı kaldı, nede toplu haldeki bayramlaşmaların.

Annemin de aramızdan ayrılmasının üçüncü yılında bayram yaklaştığında “Acaba ne yapsak.?” diye düşündüğümüz bir sırada Ankara’da bir iş görüşmemiz vardı, Bir ara telefon çaldı, AK Partinin Kocaeli Eski milletvekili Eyüp Ayar”-Kurbanı kesmediysen ve bir yere bağışlamak gibi bir düşüncen varsa Kızılay’a verelim” teklifinde bulununca “tam zamanında imdadımıza yetiştin” diyerek dediğini yaptık.

Sonraki yıl Kızılay genel merkezi ile ilgili olumsuz haberler ayyuka çıkınca işin doğrusu kendi kendimize “Yaptığımız hayır muhtemelen yerine ulaşmıyor” düşüncesi daha ağır basınca kurbanımızı çocuklar ile ilgili bir kuruma bağışlamayı uygun gördük yaklaşık 3 bayramdır da kurbanı o kuruma bağışlamaya devam ediyoruz.

Geçtiğimiz yıllarda kurban kesmeyip  hayır kurumuna bağışlamamıza rağmen bayram  günü yine eş-dost-akraba ziyaretlerine devam ettik, Bizden büyüklerin halini hatırını sorduk, geçmiş bayramlardaki anılarımızı bölüştük, şu an hayatta olmayan büyüklerimize rahmet okuduk.

Bu sene Türkiye ile birlikte bütün dünyayı kasıp kavuran Korona salgınının etkisi altındayız, 2 ay önce idrak ettiğimiz Ramazan bayramında sorun yaşamayalım diye “Sokağa çıkma yasağı” gibi bu zamana kadar hiç alışık olmadığımız bir durum ile karşı karşıya kalınca işin doğrusu Bayramdan keyif bile alamadık.

Bugün durum daha vahim, İslam dünyası bir taraftan Kurban bayramını kutlamaya çalışırken bir taraftan da Koronavirüs salgını ile karşı karşıya kalmamanın mücadelesini verecek, Bayram namazı ile başlayacak salgın tedbirleri uyarınca çok büyük oranda ziyaretler yapılayacak el öpülmeyecek, sarılmak, tokalaşmak bile son derece tehlikeli olarak kabul edilecek.

Korona salgını olmasaydı bile bir taraftan değişen dünya, bir taraftan da olumsuz ekonomik koşullar dolayısı ile kurban kesiminde hissedilir bir azalma yaşanacaktı, Sayısı fazla olan son derece geniş bir kitle son birkaç yıldır kurban kesmek yerine tatil beldelerine gitmeyi daha uygun buluyor bayramı da bir tatil arası olarak kabul ederek ekonomik durumuna göre tatil yörelerine gidiyor.

Bundan on yıl sonra 15 yıl sonra Türkiye’de kurban kesen sayısı ne kadar azalacak, hatta kurban kesen olacakmı.. şeklindeki sorulara şu an cevap veremesek te son 4-5 yılı değerlendirdiğimizde durumun hiçte iç açıcı olmayacağını hissediyoruz.

Bütün bunlara rağmen Koronavirüs salgını gölgesinde gerçekleşecek olan Kurban bayramının İslam alemi ile birlikte tüm insanlığa hayırlar getirmesini Allah’tan niyaz ediyoruz,  Böylesi bir salgın anında bile dini vecibelerini yerine getirmeye çakışan herkese “Allah kolaylık versin” dileklerinde bulunuyoruz.

Bayramınız mübarek olsun.

banner69
Misafir Avatar
İsim
Yorum Gönder
Kalan Karakter:
Yorumunuz onaylanmak üzere yöneticiye iletilmiştir.×
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

banner27

banner71

banner76

banner171

banner5

banner70

banner75